Katiller, yalancı ve talancılar ile Şeyh Said

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Yurt ve özgürlük hırsızlarının 1920’den beri “eşkıya”, “terörist” veya “vatan haini” diye sövüp aşağıladığı tüm kişilikler, Kürtlerin tarihine birer yüce değer olarak not edilmiştir. Onların “hain” dediği, Kürtlerin yurt fedaisi bir kutsal kişiliktir.

Kürtlerin tarihi, düşmanları tarafından yazıldı. Gerçekleri, bir halka yaşattıkları trajediler, soykırım geçitlerini örtüp derinlere gömerek, kendi aklayıp paklayan yalanı dolanını “hakikat” diye güne serdiler.

En basiti, Türkler daha devletleri, onların sövgü niyetine “emperyalizm” dedikleri İngiltere ve Fransa öncülüğündeki Batılar tarafından kurulup teslim edilmeden Kürt kırımına, Kürt malı mülkünü talana başlamışlardı. Lozan’daki tapu tesliminden hemen sonra başlattıkları “soykırım seferlerini”, “1, 2, 3, 5, 10, 20... 28” diye numaralayıp üstüne PKK hareketini de ekleyerek dediler:

“Kürtler 29 kere isyan etti, biz de bu isyanları bastırdık...”

Oysa, “29 isyan” diyenlerin eli kanlıdır. Düzmece sebeplerle Ermenilerin, Rum, Süryanilerin ardından, kullanıp kenara attıkları Çerkezlerin boynuna binmiş, Trakya Yahudilerini de sıraya koyup Kürtlere yürümüşlerdi.

Koçgiri aleni baskındı. 1925 kışında patlatılan ve Şeyh Said adıyla anılan olayın “isyan”la alakası yoktur. Yalancıların demesiyle olmayan isyan, isyan olmuyor. İsyan için en başta savaşçı kadroların eğitilip hazır edilmesi, savaş stratejisi gerekiyor. Kürtlerinse böyle bir hazırlığı yoktu.

Şeyh Said, isyancı Şeyh Ubeydullahın oğlu Seid Abdülkadir ve Bitlisli Yusuf Ziya’nın öncülük ettiği “Azadi” (Özgürlük) Hareketi, henüz kuruluşunu tamamlama sürecindeyken, Türk devleti baskına çıkmış, Yusuf Ziya ve hazırlığın tek askeri olan Albay Halit Bey’i tutuklamışlardı. Şeyh Hınıs’taki evinde kuşatılınca, gittiği Piran’da bela ile yüzyüze gelmiş ve yürüyerek göğsüne silah doğrultularak, Kürt’ün öfkesi patlatılmış, ok irade dışı olarak ileri fırlamış, planı, programı ve kadroları bulunmayan isyan başlamıştı.

Eğer isyan (başkaldırı) ise Ağrı Dağı merkezli “Hoybun”un eylemi, bir yarı isyandı. “Yarı” çünkü, Kurdistan’ın öteki üç parçası öte yana, çağın iletişimsiz komşuları nedeniyle yakın bölgelerin başkaldırı “çıkış”ından haberi yoktu.

Ama PKK hareketi planlı, program ve kadrolu bir başkaldırıdır. Kürtler de belli “bir “yanılma, deneme süreci”nden sonra, hayatları olan köyleri (toplam dörtbin) ve canlarını gözden çıkararak destek verdiler. Dağlara tabur tabur savaşçı kızları, oğullarını uğurladılar...

Bunların dışında kalan, “27 isyan” hayalidir. Tarihleri, coğrafyaları, soylarının yalan olanların uydurmasıdır. Yaşananlar, Kürt soykırım seferleridir. Kurdistan’ı arındırma, mala, mülke çökmedir...

Eğer soykırım ve tecavüz gibi namussuzluklar tepki isyan ise bunlar gerçektir. Örneğin Sason’da, tecavüzcü subaya tepki isyan sayılmış ve kırım için ordu gönderilmiştir.

 1937 yılının Newroz’u sabahı Seid Rıza’nın Ağdat köyündeki evini uçaklarla bombalayıp “şan ve şerefle soykırım açılışı” yaptıklarında, Dersim halkı işinde gücündeydi. İnsanlar ilk anlarda bombaların kazara düştüğünü sandılar. Sonra kan sesiyle uyandılar.  

Savaş yollarına, “medeniyet yolu” diyordu Türkler. Kışlalara okul, fabrika...

Daha sonra Seid Rıza ile birlikte idam edilenlerden Kureşanlı Seid Huseyin (Use Se), o devletten ihale alan “savaş yolu” taşeronuydu. İşinin başında yakalayıp götürdüler.

Seid Rıza katillere boyun büküp teslim olmadığı ve ailesinin başında direndiği için “idamı hak eden eşkıya” idi. Kuşaklar boyu katil yetiştiren yurt hırsızları hep böyledir. Kürtlerin tarihinde bunlar da yazageldiler. Ama artık değil...

 Kürtler, bugün artık kendi tarihlerini yazıyorlar. Yurt ve özgürlük hırsızlarının 1920’den beri “eşkıya”, “terörist” veya “vatan haini” diye sövüp aşağıladığı tüm kişilikler, Kürtlerin tarihine birer yüce değer olarak not edilmiştir. Onların “hain” dediği, Kürtlerin yurt fedaisi bir kutsal kişiliktir.

Dünyanın her yerinde bu böyledir. İşgalcilerini çiçek ve alkışlarla karşılayan bunların anlayacağı şey değildir, ama işgalcinin “haini” dediği savaşçı, esir halkın en yüce değeridir. Kürtlerin Şeyh Said’i gibi yurt fedaisi “vatansever”dir. İnsan kanı üzerinden “abat” olmayı “insanlık” sanan barbarların sövmesiyle, değerinden kaybetmez...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.