Vatan, millet, bayrak, ezan diye diye çaldılar

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • “Çok ırkçı, pek çok dinci, hiddet ve şiddetli şekilde ezan düşkünü” akıncılar ve kurt başı işveleriyle ortalıkta fink atanlar şimdi, bir saat öncesine kadar yöneticisi oldukları dükkanı, yani tapındıkları vatanın parçasını soyan birer hırsızdı.

Osmanlı sistemi “haramiler”, doğrudan deyişle haydut düzeni, hırsızlık ve talan çarkıydı.

Avrupalılar, bu yüzden Osmanlılara, “doğudan gelen haydut”anlamında, “Türk” diyolardı. Ukraynalı yazar Nikolay Gogol’un, Kazakları anlattığı “Taras Bulba” adındaki romanının başında yazdığı ve 1970’lerden itibaren, yeni askılardan çıkarılan ön açıklamada mealen, “Türkler, her yaz mevsimi Avrupa topraklarına düzenledikleri akınlarla, önlerine çıkan tüm ürünleri talan edip çalıyor, götüremediklerini de tahrip ediyorlardı” diyordu.

Keşifleri ıskalamış, makineleşme ve sanayileşmeyi es geçmiş Osmanlının geçim yolu buydu. Emek hırsızlığı ve talan...

Avrupalılar, bu yüzden Osmanlılara, “doğudan gelen haydut”anlamında, “Türk” diyolardı. Osmanlı hanedanı ise bu adlandırmayı hakaret, aşağılanma kabul edip hiddet ve şiddetle reddediyordu. Sonra dönüp “Türk” dedikleri aylak, ayak takımını aşağılıyor, onları yasaklar çemberine alıyor, mesela dillerini de yasaklıyordu.

Osmanlının talan, hırsızlık ve soygun yollarında giriştiği katliamların adı, “İslama hizmet için küffarla savaş”tı. Ve bu yalan, daha sonra sahneye çıkan Türklere ışık, yol gösteren rehber oldu. İttihatçılar, hırsızlık ve talan seferine “Kızıl Elma’ya ulaşıp Türk imparatorluğu” adını verip Birinci Dünya Savaşı’na girdiler. Osmanlı aç, yalınayak ordusunu Sarıkamış önlerinde bitlere yedirdiler. Soğuklara kırdırdılar. Sonra İttihatçıların B takımı Osmanlıyı suçlu ilan edip ötelediler. Savaş galiplerinin kurdurduğu devletin başına geçtiler.

Onlar da ganimet, çökme ve talan yolcularıydı. Ama güçleri yetmediği için, “Hatay’a çökmek”le yetindiler ve de iç soyguna dadandılar. Çetin Altan’ın deyimiyle bu, “devlet eliyle birey zenginleştirme” yoluydu. Ermenilerin, Rumların, Süryani, Yahudi ve Kürtlerin malı mülkü, birikimine çökerek zengin yaptılar.

Zaman içinde, güç kazanınca dışa açıldılar. İlk hamlede Kıbrıs’a çöktüler

Bugünkü AKP’nin kökleri, o zamanlar Erbakan’ın sultası altındaydı. Osmanlı hayranı ve onlara özentiliydi, Erbakan. Kurduğu gençlik örgütünün adı da Osmanlı talancılık ve hırsızlığına özenti “Akıncılar”dı. AKP’nin reisi (onlar reiz diyorlar) Recep Erdoğan, bu teşkilattan yetişmedir. AKP günün birinde başların başı olunca, Türk’ün işgal, talan ve çökme ile dışa açılım serüveni de başladı. Suriye, Irak’ta topraklar çalıp üstüne çöktü. Yardım adı altında Libya ve Somali’ye daldılar. Çöpçülük ihalesiyle Afrika’ya uzandılar. Damadına para kazandırmak için, Azerilerle Karabağ’a girdiler.

Irak Kurdistanı’nda bölgeler insansızlaştırdı. Rojava’da Kürtleri sürüp yerlerine IŞİD haydutlarını yerleştirdiler. Çalacak bir şey kalmayınca, Kuzey’de ormanları yok eder gibi, zeytin ağaçlarını kesip odun olarak piyasaya sürdüler.

Boşta kalınca da iç soygun ile hırsızlığa daldılar. Bunlar çok dindar, bayrağa, vatana çok düşkündüler! Din, millet, vatan, bayrak, ezan diye diye saldırdılar.

Götürdüğünü tek başına yemeyen mafya, ilk defa bunların döneminde “hayır sever” oldu. Mafya reizleri Saraylarda kabul görmeye başladı. Hırsızları, soyguncu ve haraç kesen haydutları kovalamakla görevli Bakan, bu dönemde Mafya Reizleriyle kameralara gülümsedi. Ahlak, adap, adalet ve din kavramı zaten sallantıda ama, var sayılan da ipini koparmış çökmüştü. Kimi dinciler de tarikat “Reizi” olarak hırsızlar, talancılar kervanında, “kervan başı”ydı.

Ülkede para eden her şeyin, halkın ortak malı olması gereken mülkler, sınai tesisleri, dağ, taş, ormanlar, sahiller yandaşa gidiyordu. Talan günleriydi. “Abdestli” kravatlılar, kravata söven cübbeliler, kurt armalı mafya, vaad edilmiş ganimete hücum hallerindeydi. O arada, Reizin aylak damat ve oğullarıyla, eski başbakanın oğlu dünyadaki dolar milyarderleri listesinde sırıtıyorlardı, oylarıyla rejimi besleyen açlara...

Derken, geçenlerde “Türk tipi demokratik cumhuriyet”te yerel seçimler yapıldı. Kuzey Kurdistan’da kayyumlar, Türk kesiminde pek çok seçilmiş belediye iktidarından dibe düştü. Dibe düşenler, “çok ırkçı, pek çok dinci, hiddet ve şiddetli şekilde ezan düşkünü” Akıncılar ve kurt başı işveleriyle ortalıkta fink atanlar şimdi, bir saat öncesine kadar yöneticisi oldukları dükkanı, yani tapındıkları vatanın parçasını soyan birer hırsızdı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.