Aynadaki yüzüne tükürenler

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Bunlar Gazze’de insan maskeli ama Rojava’da IŞİD. İsrail’i kınarken, Rojava’da köyleri, insanların temel ihtiyacı su depoları, buğday silolarını bombalıyor, camileri, okulları yerle bir ediyor, çocukları, kadınları kırıyorlardı. Sonra dünya alemden IŞİD olduklarını saklama rolünde, boy aynası karşısına geçip İsrail’i suçlarken, kendi yüzlerine tükürüyorlardı.

Herkes, “kes“den giderek her halk, kendi penceresinden bakıyor, evrendeki olgu ve olaylara. Kürtler de zulüm kafesinden dünyaya, yaşadıklarının penceresinden bakıyorlar.
Örneğin Kürt, İhvan’ın IŞİD benzeri bir türevi olan Hamas tarafından başlatılan İsrail-Filistin savaşı sahnelerine bakarken, halkı her defasında tırpan ağzı önünde devrilen çayır otları gibi kırılan halkını, enkaza dönüşen ülkesini görüyor, yıkıntılar arasında ağlayarak annesini arayan çocukları görüyordu.
Somali’de, Suriye, Irak, Libya ve Ermenistan-Azeri çatışmasında olduğu gibi, birilerine yaranıp yanaşmak ve savaşı kazanç alanına çevirmek için, “barış“ naralarıyla takla atan dolandırıcıları seyrederek gülüyordu Kürt. Çünkü, Gazze’de barış maskeli kişi, daha dün “Kürt kırımı, Kurdistan’ın yıkımı dursun, barış olsun“ diyen iyi insanları, “vatana ihanet“ suçlamasıyla hapishanelere çekiyor, mesleklerini, işlerini, çocuklarının ekmeğini ellerinden alıyorlardı. Kendinizi tutabiliyorsanız, ganimet avına çıkanların barışçı taklalarına gülmeyin siz!..
Ortadoğu coğrafyası boyunca nerede yolunda giden bir Kürt yolcuyu, sürüsünü otlatan çobanı, tarlada çalışan ırgatı, evin içinde oynayan çocuk veya beşikte uyuyan bebeği tesbit edince, “SİHA“ dedikleri dronelerle tepesine bomba yağdıran Drakula ruhlu insan avcısı da, Gazze’de barış elçisiydi...
Bunlar, Sülün Osman gibi dolandırıcılara nal toplatan entrikacılardı. Savaşta kimlerin öldüğü, nerelerin yok olduğu umurlarında değildi. Tek bildikleri öz çıkarlarıydı. Ayak takımının deyimi ile “şekilde görüldüğü“ üzere bunlar, ırkçılık ve şovenizm pazarlayarak “milletim“ dedikleri kalabalıkları dolandırıp soyan, ekmeklerini çalan politika söylemli Sülün Osmanlar’dır.
Kanayan ceset arayışına çıkmış akbabalar misali Gazze’nin üstünde dönenirken, İsrail’i sivil katliam, kırım yapmak, Gazze’yi, insansızlaştırmakla suçlarken, Kürt eli şakağında Gazze benzeri enkaza dönüşmüş Sur’u, Cizira Botan’ı, Şırnak’ı ve yedi şehrini, bu şehirlerden çıkışı yasaklanan insanların roket, top, tank atışlarıyla paramparça edilmesini görür gibi oluyordu. Bunların yoksullara propagandada yüceliklere oturtup kutsadıkları camilerin, mabetlerin şehrin yıkıntılarına dahil edilmesini görüyordu. Yok olan hastane ve okulları...
Sonra, kedinin pisliğini örtmesi misali insanlık suçlarını ortadan kaldırmak için, ceset dolu enkazı ihaleye çıkarmış kaldırtıp doğaya serpmişlerdi. Filistinli çocuk ve kadınlarına ağlayanlar, Kürt çocuk ve kadınlarının özel yetiştirilmiş katillerin nişangahına oturtulmasını unutuyorlardı...
Boşuna aramayın, utanma yok bunlarda. İsrail’i işgalcilikle suçlayanlar, Kurdistan’ın üç parçasında (Kuzey, Güney ve Rojava) işgalciler. İşgal toprakları ayrı ayrı üstü açık hapishane. 
Rojava’da IŞİD‘le beraber, bir bütündü. Birlikte işgale ve Kürt kırımına çıktılar. IŞİD, Efrîn’de bunların kara gücüydü. Efrîn, Serêkanîyê, Gre Sıpî Kürt şehirleriydi. Bugün Kürtlerin adı yok. Dilleri yasak, izleri silik. Oralarda, ölümden kurtulan Kürtlerin, malları mülklerine çöktüler. IŞİD’le birlikte hırsızlık, soygun yaptılar. Kürtler’in evleri, arazilerine Çin’den, Çeçenistan, Özbekistan, Afganistan’dan getirdikleri kiralık katilleri yerleştiriler.
Bunlar Gazze’de insan maskeli ama Rojava’da IŞİD. İsrail’i kınarken, Rojava’da köyleri, insanların temel ihtiyacı su depoları, buğday silolarını bombalıyor, camileri, okulları yerle bir ediyor, çocukları, kadınları kırıyorlardı. Sonra dünya alemden IŞİD olduklarını saklama rolünde, boy aynası karşısına geçip İsrail’i suçlarken, kendi yüzlerine tükürüyorlardı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.