Üniformalı ‘biyolojik aile diktatörleri’

Kadın Haberleri —

Ayşe Gökkan

Ayşe Gökkan

  • Devletin özel savaşın aktörü haline getirdiği ‘üniformalı’ elemanlarıyla kadın bedeni üzerinden ‘biyolojik aile diktatörlüğü’nü sürdürmeye çalıştığını belirten Ayşe Gökkan, “Kurdistan’da sivil polisler asıl mesleklerini saklayıp, kadınlara ‘aşk- sevgili’ adı altında yaklaşıyor. Taciz, tecavüz, katliam, aşk ve sevgi adı altında sürdürülüyor” dedi.

Toplumu yozlaştırma ve başkalaşıma uğratmayı temel politika haline getiren AKP iktidarı, özel savaşla gençleri politikadan uzaklaştırdı, kadınları tüketimin temel nesnesi haline getirdi. Kurdistan’a gönderilen üniformalılar ise gençleri uyuşturucu bataklığına ve kadınları fuhuşa sürüklemekle görevlendirildi. Özel savaşın aktörü haline gelen üniformalılar, Kürtlerin değerlerini hedef alan her türlü yönteme başvuruyor.

Sincan Kadın Cezaevi’nde tutsak edilen Tevgera Jinên Azad (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökkan, “Üniformalı erkek devlet şiddeti, tecavüz kültürüyle ikinci sınıf konumda tutan erkek sınıfının, zayıf, güçsüz alt üyeleri olarak kadının kodlandırılması ile başlayan süreç üzerinden uygulanan özel savaş politikasıdır” diyor.

Bedenimiz üzerinden var oluyor

Devletin, kadını ‘aşk veya seks nesnesi’ olarak gördüğü bu politikayla aynı zamanda ‘biyolojik aile diktatörlüğü’nü sürdürdüğünü işaret eden Gökkan, şöyle devam etti: “Kadın hareketlerinin ‘Eğer özgür olsaydık, aşkına ihtiyacımız olur muydu?’ gibi temaları hala tartışıyoruz. Yani aşk ve özgürlüğün egemen ilişkiler ağına dönüştüğü üniformalı erkek devlet şiddet ağını böylelikle kuruyor. Özel savaş politikalarının bir aracı olarak sahte aşk, sevgi gibi duygularla kadının üniformalı erkek devlet şiddet ağına düşürdüğü sorusu, belki anlaşılması için böyle tariflenmiş olabilir.”

Sevgi değil, taciz, tecavüz, katliam

MA’dan Dicle Müftüoğlu’na konuşan Gökkan, Kurdistan’da özel savaş politikalarının yüz yılı aşkın süredir uygulandığını belirtti ve ekledi: “Hizbul-kontra’dan tutalım faili belli cinayetlere, hizbul-kontrayla kadına yönelik satırlı jiletli saldırılar, gözaltında taciz tecavüzden tutalım kısırlık aşısına kadar her yöntem kullanıldı.1990 yılında Şırnak'ta genç bir Kürt kadınına Türk bayrağından bir elbise giydirip, oradaki asker moral gecesine çıkartıp oynattılar. Dêrsim’e genç subaylar göndererek, (2005- 2007) kadın çalıştıran barlar açtılar, genç kadınlarla ilişkiye girmeye çalıştılar. Yine 2000 sonları yüksekokul mezunu genç kadınları liselere öğretmen olarak atayıp, cinsel obje gibi yönlendirdiler. Şimdi sivil polisler asıl mesleklerini saklayıp, kafasında genç kadınlarla ‘aşk- sevgili’ adı altında ilişki kurup kimi zamanda açık kimlikleriyle kadına yaklaşıyorlar. Son dönemde Kurdistan'da taciz, tecavüz, katliam, aşk ve sevgi adı altında sürdürülüyor.”

Özel savaş zindanda yerle yeksan

Gökkan, dışarıda ajanlaştırma, uyuşturucu, fuhuş kadını cinsel obje olarak gören, ‘aşk, sevgi’ adı altında kadını itibarsızlaştırmalarla yapılırken cezaevlerinde ise baskı, zulüm, tecrit, işkence ve infaz ertelemelerle, özgürlük mücadelesi veren kadınların teslim alınmaya çalışıldığına dikkat çekti.

“Zindanlarındaki baskı, zulüm ile irade ve görkemli direnişle; toplumun direnen kesiminin öncülerini rehin almak, toplumu kendi politikalarına karşı savunmasız bırakma, özel savaş politikasını kadınlar direnişle boşa çıkarıyor. Dış zindandaki tüm kadınlar özel savaş politikalarına karşı örgütlenerek direnmeli, birbirlerine güvenmeli.”

Kadının Türklükle eşit olması isteniyor

AKP-MHP rejiminin tüm bu yöntemlerle kadını sadece sömürmek değil aynı zamanda geçmişini ve geleceğini yok etmeye çalıştığını söyleyen Gökkan, “Bizi cahillikle, zavallılıkla, acınacak halde çaresizlikle eleştirerek, kendimizden daha fazla utanmamızı özel savaş politikası olarak sürdürüyor. Hızla kadınlığımızdan, Kürtlüğümüzden utanarak, uzaklaşarak erkek ve Türklükle eşit olmaya yönlendirip, taciz ve tecavüzle üniformalı erkek devletin oyuncağı haline getirmeyi hedefliyor” dedi.

Ortak mücadele hattı örülmeli

Ayşe Gökkan’ın kadınlara ve tüm halkların ortak mücadele hattını oluşturması için önerdiği başlıkları ise şöyle: “Kadınların bağımsız örgütlenmesi, karma örgütlerde ataerkil zihniyetle mücadele, erkeklerin kendi egemen zihniyetleriyle mücadele etmesi, rejimin siyasal İslam ideolojisini tekçi zihniyetle örgütlerken, bunun tüm toplumu ezdiğinin farkındalığıyla ortak mücadele etmek, tüm Kürtlerin ortak ittifakı, Kürdistan'a yapılan saldırılar tüm Türkiye halklarının zararına, açlığa sürüklediği, demokrasiye darbe olduğu, Türk olmanın kurtuluş olmadığının farkındalığı ile ortak mücadele hatlarına katılım sağlanması, kayyımların savaş ilanı olduğunu, buna karşı ortak mücadele yürütülmesi, Kurdistani kadın ve dinamiklerin her kazanımı aynı zamanda Türkiyeli dinamiklerin de kazanımı olduğu ve ortak sahiplenmeye katılmak, savaş politikalarına karşı yerel, ulusal, uluslararası tüm alanlarda ortak ağlar kurarak mücadele etmek.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.