CHP’ye ayar verme arayışları

Forum Haberleri —

CHP

CHP

  • CHP kurnazlık yapıp, AKP-MHP saldırsın, savaşı kazanırsa Kürt sorununda kurtulmuş oluruz, birkaç yıl daha hükümette kalmaları fazla sorun olmaz, diyebilir. Tersine bunlar savaşı kazanamazsa zaten tepe takla giderler, iktidar, meydan bize kalır hesabı yapabilirler.

ZEKİ AKIL

Erdoğan Kürtlere karşı savaşı sonuca götürmek için koşturup duruyor. Bu konuda ne uçan ne de kaçan elinden kurtulmuyor. Kiminle ne için görüşürse görüşsün, mutlaka konuyu Kürtlere getiriyor ve destek istiyor. İsveç gibi bir devlet NATO’ya girmek isterken bile Erdoğan onlarla Kürtleri pazarlık konusu yapmayı becerdi. Halbuki Kürtlerin NATO’yla, İsveç’le ne ilgisi vardı? Bu konuda kimse Kürtlere bir şey sordu mu? Hayır. Ama olsun, İsveç’in imzaya ihtiyacı vardı, onu da Erdoğan ancak Kürtlere karşı pazarlık karşısında attı.

Erdoğan, YNK’yi vaatlerle düşüremeyince açıktan tehditlere başladı. Uçaklarla peşmergelerini vurdu. Süleymaniye’de peş peşe cinayetler işletti. 31 Mart seçimlerini yitirince işi daha sıkı tutmaya başladı ve kendisini kurtarmak için savaş ipine daha sıkı sarıldı. Irak’a ‘’Kalkınma Yolu Projesi’’ sundu. Petrol anlaşmaları, Fırat, Dicle sularından daha fazla pay vermeyi vb. anlaşmalara koydu. Öyle ki, verilmemiş bir randevuyu verilmiş gibi gösterip ABD’ye gidip Biden’la görüşeceğini yaydı. ABD’nin yaptığı açıklamaya göre böyle bir randevu yokmuş. Olsun, sorun değil. O algı operasyonları yapmada mahirdir!

Bu ara Almanya Cumhurbaşkanı W. Steınmeier, Türkiye’ye geldi. Gezisinin son gününde Erdoğan’la da bir görüşme yaptı. Orada da Erdoğan kendisinden Kürtlere karşı destek istedi. Erdoğan’ın elinde NATO’nun ikinci büyük ordusu var. Ayrıca Suriye’de silahlandırdığı on binlerce DAİŞ, El Nusra ve İhvancı vb. çeteleri var. Ülkesinde örgütlediği korucular var. KDP var, Roj peşmergesi var, var oğlu var. 2015’ten beri övünerek 40 binden fazla Kürt’ü öldürdüğünü anlatıyor. "Terör koridoruna, Teröristan’a’’ asla izin vermeyeceğini söylüyor. Ve yüz yıldır Kürtleri öldürüyor, kovalıyor ve asimile ediyorlar. Bütün bunlar yetmiyor, Erdoğan, komşu ülkelerden, ABD ve Avrupa’dan, Rusya ve Arap devletlerinden bıktırıcı biçimde destek istiyor. Misafirliğe gelen Steinmeier bile bu isteklerden kurtulamadı.

Bunlar bir tarafa, az çok yazıyor ve izlemeye çalışıyoruz. Erdoğan şimdi de kancayı CHP’ye atmaya, Özgür Özel’le görüşmeye çalışıyor. Bu konularda CHP’ye ve yöneticilerine bir şeyler söylemek gerekiyor. Söylediklerimizi ne kadar dikkate alırlar, zihinlerini ne kadar değiştirirler veya değişime hazırlar mı, bilmiyoruz. Ama işlerinin kolay olmadığını belirtelim ve bazı uyarıları yapalım. CHP onlarca yıl sonra ilk defa birinci parti oldu. Bu çok önemlidir.

Erdoğan devleti ele geçirmişti. Orduyu, istihbaratı, basını, bürokrasiyi, adli sistemi vb. ne varsa kendisine bağladı. Demokrasi adına ne varsa hedefledi. Bütün kurumların içini boşalttı. Tıpkı Hitler gibi ülkeyi krizler yaratarak, halkı, muhalefeti karşıtlaştırarak yönetmeye başladı.

Bu saldırıların en büyük faturasını Kürtler ödedi. Erdoğan 2016’dan beri, iki dönem HDP’nin kazandığı belediyelere el koydu. HDP’nin yöneticileri, milletvekilleri hapislere dolduruldu, kumpas davaları açıldı. AKP-MHP’nin bütün saldırılarına, psikolojik savaş kampanyalarına, Rojava ve Güney Kurdistan’a aralıksız saldırı ve işgallere rağmen Kürtler direndi. Erdoğan’ın Efrîn örneğinde olduğu gibi Kürtlerin başına getirmediği kalmadı. Etnik temizlikten, çeteleri halkın üstüne salmaya kadar her yolu ve yöntemi denedi.

Erdoğan, TV’lere özel savaş elemanlarını çıkararak halkın zihnine ve vicdanına karşı sürekli bir operasyon çekti. Şimdi aynı tehlike CHP saflarında da görülüyor. Özgür Özel yenilenme, hukuk, demokrasi söylemleriyle bir biçimde halkta bir iyimserlik yarattı. Ancak CHP’nin yenilenmesi ve demokratik kulvarda yol alması o kadar kolay değil. Bu konuda ciddi ve tutarlı bir duruş ve zihin yapılanmasına ihtiyaç var. CHP şu gerçeği kabul etmeli ki, Türkiye artık 1980 veya 2000’leri Türkiye’si değil. Ne eski halk ne eski ordu ne de eski kurumlar var. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve sosyal yapıyı analiz edip ona göre çözümler üretmeli ve kendisini konumlandırmalıdır.

AKP-MHP hep "Beka sorunu’’ dedi. "Terörle mücadele partiler üstüdür, milli bir konudur’’ deyip ülkenin asıl sorununu tekeline aldı. Muhalefeti ve demokrasi güçlerini bu konuda politika dışında bıraktı. Dolayısıyla muhalefeti etkisizleştirmiş oldu. Halbuki bu savaşta harcanan kaynaklar ekonomiyi çökertti. Sosyal ve hukuksal yapıyı yıkıma uğrattı. Türk ordusu Efrîn’den İran sınırına kadar olan geniş bölgelere konuşlandırıldı. Şimdi de daha büyük saldırılar yapacağız, daha geniş bölgeleri denetimimize alacağız diyorlar. Peki bu ordu ne zaman geri çekilecek? Bilen var mı? Yok. Erdoğan açıktan Suriye’den çıkmayız, dedi. Aynı şey Irak için de geçerli. CHP kurnazlık yapıp, AKP-MHP saldırsın, savaşı kazanırsa Kürt sorununda kurtulmuş oluruz, birkaç yıl daha hükümette kalmaları fazla sorun olmaz, diyebilir. Tersine bunlar savaşı kazanamazsa zaten tepe takla giderler, iktidar, meydan bize kalır hesabı yapabilirler.

CHP’ye yakın kanallara bazı emekli generaller üşüşmüş durumda. Son olarak İlker Bağbuğ da orada boy gösterdi. Ayda bir program yapacaklarmış. İlk programı milliyetçiliğe güzelleme yapmak oldu. Türkiye’nin bu hale geldiğini hala gizlemeye ve gerçekleri saptırmaya devam ediyorlar. Oraya çıkarılan bu emekliler hala Kürtlere düşmanlığı baş koşul olarak önlerine koymuşlar. Kürtlere hiçbir hak tanımıyorlar ve yakıştırmıyorlar. Hep aynı nakarat; "dış güçler Türkiye’yi bölmek istiyor, Kürtlere devlet kurdurmak istiyorlar!’’ Bu kafanın MHP ve AKP’den bir farkı yok. CHP gerçekten değişim ve demokrasi istiyor mu? İstiyorsa, önce etrafına dikkatli bakmalıdır!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.