Riha'dan DEM Parti müjdesi

Celaledin Erkmen ve Gülşen Özer

Celaledin Erkmen ve Gülşen Özer

DEM Parti Riha (Urfa) Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Celaledin Erkmen ve Gülşen Özer, sorularımızı yanıtladı:

  • DEM Parti, Riha'da Yeniden Refah ve AKP ile yarışta öne geçmeye daha yakın. Eşbaşkan adayları, "Halkımıza müjdeliyoruz; Büyükşehir Belediyesi ve ilçelerini büyük bir farkla alacağız" dedi. 

MIHEME PORGEBOL/ RIHA

Sayın Erkmen, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Ben Siverek doğumluyum. 1970’ten beri Urfa’da oturuyorum. Ticaretle uğraşmama rağmen ağırlıklı olarak siyasetin içerisinde oldum. DEP’ten bu yana bu siyasi geleneğin içerisinde görevler aldım. Yönetim kurulu üyeliği, birkaç dönem il başkanlığı, İHD yöneticiliği, PM üyeliği gibi görevler aldım. Urfa’da kent uzlaşısı temelinde bileşenler ve kentteki sivil toplum örgütlerinin önerisiyle aday olmaya karar verdim. Bunu bir görev olarak değerlendirdim.

 

DEM Parti Riha (Urfa) Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Celaledin Erkmen

 

Urfa’da partinizin etrafında hiç olmadığı kadar bir coşku yakalanmış görünüyor. Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Doğrusu, seçime dair tepkiler bizi heyecanlandırıyor ve yükümüzü de ağırlaştırıyor. Genel siyasi atmosfer açısından bakarsak AKP artık çürüme dönemine girmiş ve tüm itibarını yitirmiş durumda. AKP’nin halk nezdinde bıraktığı imaj; yolsuzluk, adam kayırma, tekçi anlayış ve iradesizlik. Halk, bir çözüm gücü olarak görmüyor. Genel siyasetteki bu anlayış yerele de olanca etkisiyle yansıyor. AKP ve uzantısı olan anlayışların yerel sorunlara bakışı da aynı tarzda yürüyor.

İşte Urfa Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere 22 yıldır birçok belediyede bu anlayış hakimken çözebildikleri hiçbir sorun yok. Ülkenin genelinde olduğu gibi Urfa’nın da ulaşım, imar, yeşil alan sorunları devam ediyor. Açlık, yoksulluk, rant, adam kayırma ve kamu kurumlarını siyasallaştırma anlayışını halk da görüyor. Urfa’da dokunduğumuz her insan “Bizi bu anlayıştan kurtarın, bu düzen değişmeli” diyor ve bizim etrafımızda kenetleniyor. Bu yüzden de seçim çalışmalarımız halkla iç içe, kalabalık ve olanca coşkusuyla sürüyor.

 

 

Urfa tarihten bu yana hem kendine yeten hem de bulunduğu coğrafyayı besleyebilen çok zengin bir kent. Bunun yanında halk ve inançların bir arada yaşadığı bir zenginliğe de sahip. Nasıl oluyor da sorunlarını çözemiyor?

Yalnızca AKP’ye bağlamak doğru olmaz. Yerel yönetimlerde de genel siyaset içerisinde de hâkim bir bakış açısı problemi. Mesela Urfa’da 25 farklı siyasi parti seçimlere giriyor. Bunların arasında yerel yönetimlere yaklaşımı farklı olan tek parti biziz. Diğerlerinin tamamı tekçi, bireyci, kayırmacı ve otoriter bir yerel yönetim perspektifine sahip. Yalnızca DEM Parti demokratik, özgür, kentin dinamikleriyle birlikte ortak ve şeffaf bir yönetim öneriyor. Öte yandan bahsettiğimiz bu sorunlar bugünün sorunları değil.

Urfa bir tarım kenti, tarıma bağlı bir endüstri kenti ve halkların, inançların bir arada olduğu bir turizm kentidir. Tarım kentinin tarım işçisini dışarıya göndermesinde bir terslik var. Fırat Nehri’yle sulanacak araziler, sömürgeci bir devlet yapısının yaklaşımıyla ele alındı. Keban Barajı’ndan elde edilen enerji başka ülkelere veya Türkiye’nin metropollerindeki sanayilere gönderildi. Barajın bitişiğindeki köylerin hala enerji sorunu çözülmedi. Urfa merkez sanayideki küçük ölçekli işletmelere hâlâ muntazam elektrik verilemiyor. Tarımla ilgili sulama problemi hâlâ bitirilmedi. Dolayısıyla bu sorunların çözülmeyişinden anlıyoruz ki Urfa’nın ve bölgenin sorunlarını çözmek, halkın refahını yükseltmek gibi bir maksatları yok. Bunların ülke kaynaklarını yağmalamak gibi bir niyetleri var. O yüzden sorunlarımızı çözmüyorlar ve bu bakışla çözemezler de.

Siz az önce sömürgeci devlet yapısından bahsettiniz. Diğer yandan Urfa’da en belirgin sorunlarından biri tarım topraklarının çölleşmesi… Bunu ideolojik bir müdahale olarak mı okuyorsunuz?

E tabii ki ideolojiktir. İktidarların bu bölgeye bakışıyla ilgili bir şey bu. Bu bir perspektiftir, devletin halka bakışıdır. Urfa, GAP’ın başkentidir. Bir baraj bir günde açılmaz. Bunun seneler önceden hazırlıkları yapılır ama Urfa’da ne bu hazırlıklar yapıldı ne de çiftçi sulu tarıma geçiş sürecinde bir eğitimden geçirildi. Ne devlet ne de yerel kurumlar bunun planlamasını yaptı. Yapmıyorlar. Bu yüzden de çok geniş tarım arazilerimiz çoraklaştılar.

Geldiğimiz aşamada Urfa’da simsarlar türedi. Bu simsarlar bireylerin şahsi çıkarları doğrultusunda hazine arazilerini devletten ucuza alıyor. Hazineye bağlı tarım arazilerini satın alarak buradaki yerli halkın geçim kaynaklarını ortadan kaldırıyorlar. Oysa bu araziler şehir dışına tarım işçisi olarak giden insanlarımıza sera ve bahçe ziraatı ağırlıklı bir planlamayla geçim kaynağına dönüştürülebilir. Mera arazileri tarım arazilerine dönüştürülüyor, hayvancılık da darbe yiyor.

Bir şeye daha işaret etmek istiyorum. Suriye sınırında bir kentiz. Sınır boyunca mayınlı araziler var. Ortadoğu’da organik tarıma o araziler kadar hazır ve elverişli bir arazi yok. Bir ülke büyüklüğünde bir alandan bahsediyorum. Zaten oradaki mayınların da çoğu çürümüş durumda. Niye mayınlar temizlenip topraksız köylülere bölüştürülmüyor bu araziler? İşte bunların tamamı resmi ideolojinin buranın insanına bakışıyla ilgilidir. Bir tercih var ortada. Resmi ideolojinin Kürt coğrafyasında herhangi bir sorunu çözme niyeti olmadığı çok açık ve nettir. Bu her alanda aynı şekilde işliyor. Turizmde de tarımda da sanayide de böyledir. Sistem, iradeli hiçbir yapıyı kabul etmiyor. İrade gösterecek yapıları zayıflatıp kendine muhtaç hale getiriyor.

Bunları Urfa halkı görmüyor mu?

Görmez olur mu, gittiğimiz her yerde dokunduğumuz her insan, artık sistem partilerinin bu ülkenin ve Urfa’nın biriken sorunlarına çözüm olmaktan ziyade çözümsüzlüğü dayattığını söylüyor. İnsanlar belediyelerin aileler, aşiretler, belli rant grubu ve çıkar odakları için bir faaliyet alanına dönüştürüldüğünü, imarla ilgili sorunun büyük oranda ranta dayalı olduğunu, keyfiyetçi olduğunu, söz konusu bireyleri koruyup kolladığını biliyor. Zaten bu yüzden Urfa halkı bizden ısrarla bu düzeni değiştirmemizi istiyor. Urfa’da şimdi Yeniden Refah, AKP ve biz varız. Bizim belediyeyi alacağımıza dair tereddütler, halkın bize yaklaşımıyla her geçen gün biraz daha azalıyor. Biz bu birkaç günlük süreyi çok yoğun ve programlı bir çalışma içerisinde binlerce arkadaşımızla birlikte yürüteceğiz. Bu yüzden de sizin aracılığınızla Urfa Büyükşehir Belediyesi ve ilçelerini büyük bir farkla alacağımızı halkımıza müjdeliyorum.

 

DEM Parti Riha (Urfa) Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Gülşen Özer

 

Sayın Özer sizi de biraz tanıyabilir miyiz?

Ben Amedliyim. Yurtsever ve mücadeleci bir ailem var, bu yüzden diyebilirim ki mücadelenin içinde doğdum. Özellikle son 20 yıldır çalışmalarda yer alıyorum. Urfa’da kaldığım 11 yıl boyunca da kadın çalışmalarında yer aldım. İl eşbaşkanlığından tutun PM üyeliğine kadar birçok görevde bulundum. Bismil’de belediye eşbaşkanlığına seçildim. Görev başında 6 ay kaldıktan sonra kayyumlarla karşı karşıya kaldık.

Urfa’ya ciddi bir eril zihniyet empoze ediliyor. Sizin seçilmeniz Urfa’da kadınların sosyal yaşama katılımı konusunda nasıl bir dönüşüm getirecek?

Öncelikle Urfa’ya bir renk geleceği kuşkusuz. Zaten bunun etkilerini daha şimdiden görebiliyoruz. İnsanlar bizimle konuşurken kente yeni bir enerji geldiğini söylüyor. Kadınların saha çalışmalarına etkin katılımından geliyor o enerji. Dolayısıyla diyebilirim ki çalışmalarda kadınlar çoğaldıkça hedeflediğimiz değişimler de kolaylaşacak. Tabii ki çok mücadele etmemiz gerekecek. Bunun farkındayız. Bu mücadeleyi bütün kadınlarla beraber vereceğiz.

 

 

Bu mücadeleye dair projelerinizden bahseder misiniz biraz? Kadınlar için ne yapacaksınız?

Biz yaşamı önceleyen bir partiyiz. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir paradigmayı esas alıyoruz. Bizim perspektifimizde yaşamı var eden kadındır, ancak mevcut rejim ve anlayışlar kadını hayatın ve üretimin dışında tutuyor. Dolayısıyla bize düşen de belediyecilik anlamındaki tüm adımlarımızda temel ilkelerimiz doğrultusunda kadınların yaşama katılımını esas almak olur. Kadın istihdamına dair projeler geliştirip mesleki eğitimler ve sosyal faaliyetler düzenleyeceğiz. Spor kompleksleri, kadın daire başkanlıkları ve kadın müdürlükleri, sağlık merkezleri, anne bakım evleri, her renk ve dilden kadının kendini içinde bulacağı yaşam kompleksleri kuracağız. Bunların tamamı aslında iç içe geçmiş projeler bütünüdür. Bunların her birinden sayısız projeler de doğacaktır.

AKP’li Bekir Bozdağ DEM Parti’nin Urfa’da krizden beslendiğini ve pusuya yattığını söyledi. Buna bir cevabınız olur mu?

Daha dün bunlar bir aradaydı, birbirlerine cennet vaat ediyordu. Bugün cenneti paylaşamayıp yollarını ayırdılar. Aynı fikirde, aynı ideolojide ve aynı ideolojideyken bile ayrılmalarının tek açıklaması olabilir, o da rant. Aynı kişiler, aynı fikir, aynı ideoloji zaten. YRP’ye geçince AKP’den farklı ne yapabilir ki? Yani ortada bir kriz varsa bu krizi onlar yarattı ve faturasını halka ödetiyorlar. Halk bunu görüp “bu çürümüş zihniyeti kabul etmiyor, görmek istemiyoruz” diyor. Biz sadece işimizi yapıyoruz. Halkımıza kendimizi anlatıyoruz ve halk da bizi tanıdığı için teveccüh ediyor. Partimizin birçok yerdeki belediyecilik örneklerine bakıyor halk, değerlendiriyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.