Kobanî direnişi beni Öcalan’a götürdü

Yurt Dışı Haberleri —

Freiburglu Armin

Freiburglu Armin

  • “Freiburglu Armin”, son 10 yıldır Freiburg’da Kürt Özgürlük Mücadelesini, Kürtlerin insanlığı DAİŞ vahşetinden nasıl kurtardığını ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerini Almanlara anlatıyor.  

DENİZ BABİR/FREIBURG

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncelerini 2014 yılından bu yana Alman halkına anlatan Kürt dostu Armin, “Çözüm paradigmasını Alman halkına anlatabilirsek işte o zaman hem Alman halkını kazanmış oluruz hem de paradigmaya yaşam alanı açmış oluruz” diyor.
Kürtler arasında “Freiburglu Armin” olarak tanınan Armin, 2014 yılında Kobani direnişi sırasında Kürtleri ve mücadelesini tanır. Burada amansız bir savaş verildiğine ve Kürtlerin adeta tek başına bırakıldığına şahitlik eder. “Ben bunu izlediğimde şok olmuştum” diyor o günleri anlatırken. Bu süreçten sonra ise Kürtlerle ve Öcalan’ın düşünceleriyle daha yakından ilgilenmeye başlar. 

Kabul edilir değildi
2014’te yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor Armin: “Kobani’deki insanları yalnız bırakmak anlaşılır değildi. Kaldı ki, Alman-Türk ilişkileri herkesçe biliniyor ve hiçbir şekilde orada direnen insanlara yardım edilmedi. Oradaki silahların birçoğunun Almanya’dan gittiğini öğrendikten sonra politik duruşum değişti ve ben Kürtleri, Öcalan’ı daha çok araştırmaya ihtiyaç duydum. Böylece Öcalan’ın paradigması ile daha yakından ilgilenmeye başladım.”

Direniş ardındaki güç
Öcalan’ı okumaya başladığında düşüncelerinden çok etkilendiğini belirten Armin sözlerine şöyle devam ediyor: “Umudum çoğaldı ve gördüm ki yeni bir tez, bakış açısı söz konusu. Burada savaşan sadece bir halk değildi, bir düşünce, yeni bir tezin mevcut baskıcı güçlere karşı amansız bir savaşı vardı. Bu direnişin arkasındaki gücün ne olduğunu gördüm. Bu güç öyle bir inançtan geliyordu ki, oradaki bütün insanlarda bir umut yeşertmişti. DAİŞ gibi bir yapıya karşı savaşmak öyle kolay değildi. Kadınıyla, erkeğiyle bu amansız savaşta kendilerini siper ettiler. Bu noktadan sonra ben Öcalan’ı düşünsel anlamda daha çok araştırmaya ihtiyaç duydum.”

Amacım Kürtleri anlatmak
Günün birinde bir Kürt arkadaşı Armin’e “Sen bu kadar araştırıyorsun ve merak ediyorsun, bizim bir yürüyüşümüz olacak sen de katıl” der ve Armin de yürüyüşe katılır. Armin anlatmaya devam ediyor: “Ben bu yürüyüşe katıldım. Yürüyüşte el bildirilerini dağıttım. O zaman şunu fark ettim; Kürt arkadaşlar bildirileri dağıtırken Alman halkı arasına karışmakta zorlanıyor ve kendilerini yeterince anlatamıyordu. Amacım yardım etmek ve onların direnişini anlatmaktı. Bu süreçlerde üst üste spontane yürüyüşler oluyordu. 

Almanlarla bir grup kurdu
Benim amacım Öcalan’ın fikirlerini Alman arkadaşlarıma, Alman halkına anlatmaktı. Sonunda bir karar verdim ve Alman arkadaşlarımdan oluşan bir grup kurdum. Bu grupla beraber Freiburg’da ilk olarak Öcalan’ın paradigmasını okumaya karar verdik. Hemen arkasından ise paradigmayı geniş bir kitleye nasıl anlatabiliriz arayışına girdik. Ayrıca amacımız, Kürt derneğine nasıl yardımcı olabiliriz ya da organizasyonları nasıl daha planlı hale getirebiliriz konularında dayanışmayı büyütmekti. 2015 yılında bu grubu kurduk. Hemen arkasından da Freiburg’da bulunan bütün Alman sol grupları bir araya getirdik. Freiburg’da bulunan bütün Alman sol bileşenler genellikle Kürtlerin organizasyonlarına dahildirler. Hepsi de bu konuda kararlıdırlar. Böylesi bir dayanışma ruhu oluşturuldu.”

Fikirlerini de yaşama geçiriyor
Armin, Öcalan’ın en çok Demokratik Konfederalizm, Jineoloji ve komün yaşamına dair düşüncelerinden etkilendiğini belirterek şunları söylüyor: “Bu üç konudan çok etkilendim. İkiyüz kişilik bir yerde yaşıyorum ve bu komün sistemini mümkün mertebe oturtmaya çalışıyorum. Biraz zorluyor ama bunun için çok uğraşıyorum. Onlara konfederal yaşamdan tutalım beraber nasıl yaşanılır gibi ortak bir komün anlayışı ve ruhunu vermeye ya da anlatmaya çalışıyorum. Bu mümkündür.’’

Hiçbir tanım yeterli gelmiyor
Armin, Öcalan’a ilişkin fikirlerini ise şöyle dile getiriyor: “Kendisini filozof, devrimci veyahut başka bir kimlikle tanımlamak istemiyorum. Bu tanımlamalar düşünceme göre yetersiz kalabiliyor. Ben Abdullah Öcalan’a düşüncesinden dolayı bir isim koymuyorum, bu doğru olmaz. Kendisine bir isim koymayı doğru da bulmuyorum. Onun düşünceleri, paradigması doğru ve gerçektir. Bizim için, halklar için çok değerlidir. Öcalan’ın paradigmasını Almanya’da doğrudan uygulayabilseydik bütün sorunlarımızı çözmüş olurduk. İnanılmaz bir düşünce potansiyeli var.”

Öcalan’ı Almanlara da anlatmalı
“Öcalan’ın özgürlüğü Kurdistan’ın özgürlüğü, Kurdistan’ın özgürlüğü de Öcalan’ın özgürlüğüdür” diyen Armin son olarak şunları belirtiyor: “Fakat bu Türkiye’de gündemleşmesi gereken bir perspektiftir. Ama biz Almanya’da ne yapabiliriz? Ona bakmamız lazım. Çözüm paradigmasını Alman halkının içine girip anlatabilirsek işte o zaman hem Alman halkını kazanmış oluruz hem de paradigmaya yaşam alanı açmış oluruz. Almanya’da yürüyüş ve mitinglerin dışında bir çalışma programı elzemdir, kaçınılmazdır. Bunun için çalışmak gerekir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.