Bu kavga bitmez - Zap yoldaşlığı-4

Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —

  • Yoldaşlığın sadece bazı anları ve anılarından bahsetmek tüm hakikati anlatmaya yetmez ama savaşın şifrelerinin nerede gizli olduğunu anlamak için başka bir şey söylemeye gerek kalmayabilir de…
  • “Bu düşmanı kör edin yoldaşlar!” diyen kadın gerillanın anısından ve onun vasiyeti için neler yapıldığından bahsedeceğiz. Her eylemin ardındaki, öncesindeki motivasyonun ne olduğunu aktaracağız. Öncelikle belirtelim ki inanılmaz direnişlerin yaşandığı Zap’ta yoldaşlık kazanmıştır.

Hasan Hüseyin’in bir şiirinde dile getirdiği ve şarkısı da yapılan meşhur sözleridir: “Bak şu bebelerin güzelliğine. Kaşı destan, gözü destan. Elleri kan içinde. Kör olasın demiyorum. Kör olma da gör beni…”

Zap’ta yoldaşlık kazanmıştır

Faşist Türk ırkçılığının yapmadığı ve görmediği bir şey kalmadı ama vahşiliğini bugüne dek sürdürdü. Böyle devam ederse başına nelerin geleceğini Zap direnişi gösterdi. Artık bu düşmanı kör etmek zamanı gelmiştir.

Son sözlerinde “Bu düşmanı kör edin yoldaşlar!” diyen kadın gerillanın anısından ve onun vasiyeti için neler yapıldığından bahsedeceğiz. Her eylemin ardındaki, öncesindeki motivasyonun ne olduğunu aktaracağız. Öncelikle belirtelim ki inanılmaz direnişlerin yaşandığı Zap’ta yoldaşlık kazanmıştır.

Bir savaşı yoldaşlık penceresinden anlatmak her şeyi anlatmaya yeter mi? Belki bu yoldaşlığın sadece bazı anları ve anılarından bahsetmek tüm hakikati anlatmaya yetmez ama savaşın şifrelerinin nerede gizli olduğunu anlamak için başka bir şey söylemeye gerek kalmayabilir de…

Öyle anlar olur ki, kendine hâkim olmayıp yoldaşlarına en ağır sözleri söylersin, sonradan pişmanlığını çok duyacağın, hiç olmadık davranışlar sergilersin… Savaş sıcaklığında, an içinde neler yaşanmaz ki! Bunlar da gerillanın gönül defterinde hep kanayan sayfalar olarak yer etmiştir ama hep telafi etme isteği de canlı olur, yoldaşlar birbirine bu fırsatı da sunar… Çünkü her şeye rağmen gerilla en büyük maneviyatla donanmış, en eğitimli ve örgütlü güçtür.

Eğitim, eleştiri; savaş ve başarı

Savaş esnasında eleştiri askıya alınır diye düşünenler yanılıyor. Zap savaşında nerede tekmil ve toplantılar sürekli yapılmış, nerede eğitim, eleştiri-özeleştiri yapılmışsa orada başarı daha fazla olmuştur. Savaş en güçlü örgütlülüğü gerektiriyor. Örgütlü hareket etmek, kendi kişiliğini de bu temelde iyi örgütlemek ve kişisel çıkışlarını da bu örgütlülüğe bağlamak başarıda belirleyici oluyor.

Ömer Muhtar savaşçılığının bir anı var ki gerilla tarzı olarak eleştirilir; o an savaşçıların dizlerini iplerle bağlayıp direnişe geçtikleri andır. Geri dönüş yok, kaçmak yoktur…

Gerillacılık açısından eleştirilse de o anın gerektirdiği fedai ruh, tarihin en değerli örneklerindendir.

Bir kadın gerilla: Heval Arin

Bir kadın gerillanın, Heval Arin’in savaş tünelinden çıkması iletildiğinde o mevziyi sonuna dek savunmak, o mevzide sonuna dek savaşmak adına ayağına bir mermi sıkması Zap direniş günlüklerine işlenen olağanüstü an ve anılardan biridir.

Yürüyemeyeceği için o mevziyi terk edemeyecek, kimse de çıkması için zorlamayacak ve yaralı olduğu halde orada hep savaşacaktır. Öyle ki o yaralı haliyle bile düşmanın üzerine gitmiş, silah kaldırmış, şehit düşene dek sürekli savaşmıştır.

Bunun üzerine tüm bir tarihi düşünmek gerekir. Yüzlerce kitap yazmaya, onlarca savaş kazanmaya bedel olağan üstü bir karakter ve tutum var burada.

Zap ruhu böyle bir ruhtur. Son anına dek savaşmayı esas alanların vadisinde susuzluktan neredeyse şehadet noktasına gelenler olduğu gibi düşmanın eline geçmemek için kendini suda boğduranlar da olmuştur. Bu da gerilla Tirej’in olağanüstü anısıdır.

Tirej: Suya canıyla köprü kurmayı bilendir

Tirej yoldaş ağır saldırı altında savaşır, bombaları biter ve elinde sadece ferdi silahı kalır. O an gerçekleşen bir bombardımanda elindeki silahı da darbe alır ve çalışmaz hale gelir. Düşman etrafını kuşatırken Tirej yoldaş sağ ele geçmemek için en yakınındaki bir suya girer. Su boyuna yetişmemektedir, derin değildir. Fakat başını suya gömer ve nefessiz kalıncaya dek eylemini sürdürür…

Kürdistan’da sular kutsaldır. Nice can almıştır sular ve nice canların kanıyla yıkanmıştır…

Suyun öyküsü başkasına ne anlatırsa anlatsın Zap’ta, gerilla Tirej’i anlatır.

Gerillalar, şairin dediği gibi “suya suyla köprü kurmayı bilenlerdir.” Suya canıyla köprü kurmayı bilenlerdir… Gönülden gönüle, günden geleceğe köprü kuran gerillalar sadece birbirlerine köprü olmuyor aynı zamanda tarih yaratıyorlar. Halil Dağ yoldaşın dediği gibi birbirlerine verdikleri en değerli hediye “anılar” oluyor.

Ve her şehidin yaşamı gibi son sözü de bir emir olup yeni anılara yol açıyor.

Bu düşmanı kör edin

“Bu düşmanı kör edin!” sözlerinin sahibi gerilla Çiya Rubar’dır. Savaşta çok ağır yaralandığı an yoldaşları başına toplanmıştır. Şehit düşeceğinden emin oldukları için son sözlerini duymak, vasiyetine şahit olmak, kendilerine emir çıkarmak için sessizce, göz yaşları ve huşu içinde dinlemektedirler.

Çiya yoldaş yaralarına bakıp dudağının kıyısında acı bir gülümsemeyle “düşmanın gözü kör olsun” der. Feleğin gözü kör olsun sözü toplumda çokça kullanılır. Bu şekilde feleğe atıfta bulunurken son nefesinde birden coşkulu bir ses tonuyla tarihi emrini verir: “Yoldaşlar, kör edin bu düşmanı!”

Vasiyetin üzerinden 24 saat geçmeden Çiya yoldaşın şehadetine yol açmış olan düşman birliğinin tümü imha edilir: 7 faşist Türk askeri kör edilerek cehenneme gönderilir…

Yeni bir savaş doktrini…

Zap’tan sadece birkaç ayrıntıyı aktardık Zap yoldaşlığı adına. Fakat bunlar Zap ve diğer tüm gerilla mevzilerinde yaşanan direnişleri anlatmaya yetmez. Bu direnişlerin büyüklüğü merkez karargâh tarafından yeni bir savaş doktriniyle tanımlandı. Çağın tüm tekniğine ve düşmanın vahşetine karşın yenilmez profesyonel gerilla direnişçiliğini, demokratik modernite gerillacılığını anlatan bu savaş doktrini ve bu temelde gelişen mucizevi direnişler hepimizin sorumluluğunu artırıyor…

Önder Apo bu savaşı şöyle tanımlamıştı:

“Her zaman söylendiği gibi, savaşlar en büyük sanat olaylarının anasıdır. En zor ve en dengesiz koşullarda bir savaşa soyunulmuşsa, bu savaş eğer yenilgiyle sonuçlanacak olsa dahi, bir halk için bu bile bir başarıdır. Bu hiç olmazsa iğrenç yaşamın bir yerde noktalanmasıdır. Fakat eğer bir ihtimal, kazanmaya doğru bir şans elde etmişse veya bunun imkânını yaratmışsa, bunun da mevcut genel geçer beyinler ve yüreklerin kavradığının çok üstünde olağanüstü bir olay olduğu ve tarihte sıkça peygamberlik gerçeğinde dile getirilen mucizevî bir çıkış olduğu değerlendirmesi yapılabilecektir.”

Zap, Avaşin, Metina, Xakurkê şehitleri şahsında tüm kahraman şehitlerimize sonsuz saygı ve minnetle.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.