Biz direniyoruz, siz de direnin

Esma Ayaz

Esma Ayaz

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için eylemde olan tutsaklardan Esma Ayaz, "Biz direniyoruz, siz de direnin" mesajı verdi.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattığı dönüşümlü açlık grevi, 4 Nisan'da tamamlandı. Tutsaklar, Abdullah Öcalan'ın doğum günü olan 4 Nisan'dan beri mahkemeleri boykot ediyor, aile ziyaretlerine çıkmıyor, telefola görüşme haklarını kullanmıyor. Eylemde olan tutsaklardan biri de İzmir-Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan Esma Ayaz. Henüz 18 yaşındayken 1999'da Sêrt'te gözaltına alınıp tutuklanan ve "Devletin birliğine ve bütünlüğünü bozmak" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ayaz, şimdi 46 yaşında. 25 yıllık tutsak Ayaz'ın ailesi, kızları eylemde olduğu için 4 Nisan'dan bu yana kendisinden haber alamıyor. Annesi Emine Ayaz, 7 yıldır hastalıklarından kaynaklı kızını göremiyor. Baba Ferhat Ayaz da sağlık durumundan kaynaklı 15 yıldır görüşe gidemedi. 

 

Emine Ayaz

 

Dört defa açlık grevine girdi

Anne Ayaz, tutsakların uzun yıllardır mücadele içerisinde olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Çocuklarımızdan hiçbir haber alamıyoruz. Ellerinde bir canları var, bunu da direnerek feda ediyorlar. Benim kızım dört defadır açlık grevine giriyor" dedi. Tutsakların taleplerinin duyulması gerektiğini vurgulayan anne Ayaz, "Bir barış olsun istiyoruz. Ne zamana kadar böyle devam edecek? Bizler de çocuklarımızın verdiği davayı sahipleniyoruz. Tek talepleri Abdullah Öcalan'dan bir haber almak ve bu tecridin son bulmasıdır. Kimse Öcalan'dan bir haber alamıyor, sağlık durumu nasıl kimse bilmiyor. Artık buna karşı susmamak ve 'artık yeter' demek gerekiyor. Çocuklarımızın talepleri bizlerin talebidir. Sonuna kadar onlara destek veriyoruz."

Anne Ayaz, son başlatılan eyleme işaret ederek, şöyle devam etti: "Bu öyle kolay bir eylem değil. 7 yıldır ben kızımı görmedim ve her eylemde de yer alıyor. Kızım ömrünü o dört duvar arasında geçirdi. Babası hasta, ben de görüşlerine gidemedim. Yol da çok uzak. Şimdi ne durumdalar bilmiyoruz. Kızım şu anda direniyor. Son telefon görüşmesinde bana 'biz direniyoruz, siz de direnin' dedi. Gözümüz kulağımız cezaevlerinde gelecek bir haberde." 

 

Emine Ayaz, 7 yıldır hastalıklarından kaynaklı tutsak kızını göremiyor.

Baba Ferhat Ayaz da 15 yıldır görüşe gidemedi. 

 

Direnmekten başka çareleri yok

Böbrek hastası ve yatalak olan baba Ferhan Ayaz ise, tutsakların talebinin "insanım" diyen herkesin talebi olduğunu söyledi. Ayaz, şöyle konuştu: "Kızımı en son 15 yıl önce Bayburt Cezaevi ziyaretinde gördüm. Bu hastalığa yakalandığımdan beridir görüşüne gitmedim. Bildim bileli kızım da cezaevlerindeki barış ve çözüm için eylemlerinin içerisinde yer alıyor. Bu yıl başlatılan eylem de öyle sıradan bir eylem değil. Her insan gibi Sayın Öcalan'ın da ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı var. Tutuklar bunun için direniyor. Onların direnmekten başka çareleri yok. Bütün dünyanın bu talebi sahiplenmesi ve artık 'bu yapılan zulümdür' demesi gerekir. Bu zulmü herkesin görmesi lazım. Biz aileler de bu talepleri destekliyor ve herkesin duymasını istiyoruz." ŞIRNEX

 

* * *

Kapıda muayene edip gönderdi

Beyninde ur bulunan ve ilaçlara bağlı yaşayan tutsak Mehmet Emin Çam’ın tedavisi engelleniyor. Ailesi ve avukatı, sağlık durumu kötüye giden Çam'ın tahliyesini istedi. 

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsaklar listesinde yer alan 72 yaşındaki Mehmet Emin Çam’ın durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Sêrt’te "KCK Kent Meclisi içinde yer almak" iddiasıyla 12 Aralık 2012’de tutuklanan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eski İl Başkanı Çam, 10 ay sonra tahliye edildi. “Örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nce 9 yıl ceza verilen Çam, cezasının Yargıtay tarafından onanması üzerine 14 Mart 2022’de yeniden tutuklandı. Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 17 gün boyunca tek kişilik yerde tutulan Çam, 1 Nisan 2022’de Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi.

Çam’ın beyninin sağ tarafında, 2014'te bir leke tespit edildi. Böbreğinde kist olan ve safra kesesi de ameliyatla alınan Çam, duyma yetisini de gün geçtikçe kaybediyor. Cezaevine girdikten sonra sağlık sorunları ağırlaşan Çam, ömür boyu kan sıvılaştırma ve ağrı kesici ilaçları kullanmak zorunda. Eşini son olarak Nisan başında gören Naime Çam, eşinin rahatsızlığından kaynaklı duyma problemi yaşadığını ve işitme cihazının da sorunu çözmediğini belirtti. Eşinin hastalıkları nedeniyle koğuş arkadaşlarının bakımına muhtaç hale geldiğine işaret eden Çam, çamaşırlarının dahi koğuş arkadaşları tarafından yıkandığını, hiçbir işini kendisinin yapamadığını dile getirdi. Eşinin hastalıktan kaynaklı el ve ayaklarının uyuştuğunu belirten Çam, yürümekte güçlük çektiğini, kendinde olmadığını ve hastalıkları nedeniyle tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. 

Çam’ın kızı Şimel Çam da duyma probleminin ciddi boyuta ulaştığını cihaza rağmen duymamasından kaynaklı psikolojik olarak zorlandığını söyledi. Çam, böbreğindeki rahatsızlıklardan dolayı iki kez ameliyat olduğunu, hastaneye giderken ağız içi arama dayatması gibi rencide edici uygulamalardan dolayı birçok kez de tedavisinin engellendiğini söyledi. 

Çam’ın avukatı Mehmet Sabır Taş, 7 Mayıs’ta görüştüğü Çam’ın kendisine 10 gündür prostat sorunu yaşadığını, bundan dolayı geceleri 10-15 defa lavaboya gitmek zorunda kaldığını ilettiğini paylaştı. Taş, ayrıca Çam'ın “Doktora gittim, doktor kapıda ayakta baktı. Hap yazıp gönderdi. Böbrek sorunlarım devam ediyor. Beynimdeki ur için ilaçları kullanmak bile fayda etmiyor, acım geçmiyor. Sol tarafım tutmuyor. Volta atamıyorum. Sadece güneşe çıkıyorum. Onda da baş ağrısından dolayı güneşin altında fazla duramıyorum" sözleriyle yaşadığı sorunları aktardığını kaydetti. Çam’ın kendini tekrarlayan hastalıklarının olduğunu ve özellikle de geceleri kendisine rahatsızlık verdiğini belirten Taş, tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı. Batman Cumhuriyet Savcılığına infaz erteleme talebinde bulunduğunu söyleyen Taş, henuz yanıt verilmediğini belirtti. SÊRT

 

* * *

Zindanların sesi olmak zorundayız

Tutsak yakınlarının "Özgürlüğe ses ver" eylemini değerlendiren MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Eylem Birtane, "Zindanların sesi olmak zorundayız. Sonuç alıncaya kadar sürecek" dedi.  

Tutsak yakınları, 6 kentte her Pazartesi günü cezaevleri önünde "Özgürlüğe ses ver" eylemi başlattı. Aileler, her Çarşamba günü de Adalet Bakanlığı önüne giderek taleplerini dile getiriyor. MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Eylem Birtane, eylemlerin sonuç alıncaya kadar süreceğini ifade etti. Birtane, tecridin savaş, yoksulluk ve antidemokratik uygulamalar getirdiğini söyledi.

Tutsakların başlattığı eyleme ilişkin konuşan Birtane, "Tutsaklar, 'Önderlik koşullarında yaşamayı kendimize dayatıyoruz' diyerek, 4 Nisan'dan beri görüşme haklarını kullanmıyor, mahkemelere çıkmıyor. Bizler tutsak yakınları ve hak savunucuları olarak 4 Nisan'dan beri çocuklarımıza, arkadaşlarımıza hiçbir şekilde ulaşamıyoruz, haber alamıyoruz. İçeride yüzlerce hasta tutsak varken içerisi ile iletişim kuramamak bizim için son derece endişe verici bir durum. Bu sebeple bizler zindanların sesi olmak zorundayız" dedi. 

Antidemokratik bu uygulamaların sona ermemesi, insanlık dışı tecridin son bulmaması halinde eylemlerde ısrarcı olacaklarını belirten Birtane, Amed'de her Pazartesi cezaevi önünde açıklama, oturma eylemi ve gürültü eylemi yapılacağını söyledi. Birtane, "Kampanyanın ikinci aşamaya geçme sebebi yaşananların toplum tarafından sahiplenilmemesiydi. Oysaki bu tecrit toplumun tamamına, her alanına sirayet ediyor. O yüzden sadece cezaevleri değil, hepimizin elini bu taşın altına koyması gerekiyor. Bu insanlık dışı uygulamaya dur dememiz gerekiyor. Bu noktada her kesimden insanın bu eylemleri sahiplenmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu. AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.