Bir kültür dokuyorlar

Kadın Haberleri —

Nazife Aydoğan ve Suna Özcan

Nazife Aydoğan ve Suna Özcan

  • Nazife Aydoğan ve Suna Özcan, halı dokuma tezgahının başında Sivas yöresine ait rengarenk ve her hikayesinin olduğunu desenleri kilimlere işliyorlar. Kadınlar, annelerinden öğrendikleri işi yıllar sonra devam ettirerek adeta kültürlerini yeniden dokuyorlar.

Nazife Aydoğan, torunlarına ayırdığı zamanın ardından, Suna Özcan ise daimî çalıştığı işten fırsat buldukça Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu’nun yolunu tutuyor. Sivaslı bu iki kadını bir araya getiren neden ise halı dokuma tezgâhı.

66 yaşındaki Nazife Aydoğan, Şarkışla ilçesinin İlyashacı köyünden. Evlendikten sonra 18 yaşındayken Ankara’ya geldi. Geçmişi adeta bugünde yaşatıyor, kıyafet kültürünün yanı sıra kilim dokuma sanatında da usta.

Her desenin adı var

Dokuma kilim geleneğinin özellikle memleketi Şarkışla’nın Emlek yöresinde çok yaygın olduğunu söyleyen Aydoğan, “Her bir desenin bir ismi var. Bu geleneği geçmişe nazaran az biliyoruz. Bildiklerimizin çoğunu unuttuk. Okulu bitirir bitirmez bu kilimlerin nasıl dokunduğunu ve öncelikle heybe dokumayı öğrettiler. Tindir dokuması çok zahmetliydi. Diyelim ki işin ortasına geldin ve şaşırdın, tümünü sökeceksin çünkü artık üstüne dokuyamazsın.  Küçükken ayrıca yastık da dokudum. Ona da yöremizde ‘çalma yastık’ derler” sözleriyle bu işi daha küçükken öğrendiğini anlattı.

Pirha’dan Eren Güven’e 2011 yılında memleketi Sivas’ta kilim dokuyan kadınlara rastlamasının ardından kendisinde yeniden bir istek doğduğunu anlatan Aydoğan, Ankara’da Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu’nun desteğiyle iki kilim tezgâhı hazırlar. 2023 yılında yaklaşık 20 kişiyle bu yola başlayan Aydoğan, şu anda Suna Özcan’la tezgâh başında halı dokuyor.

Ezgilerle kilim dokuyor

Suna Özcan ise 50 yaşında. Koro çalışmasında yer alan Özcan, işten fırsat buldukça hem sanatsal çalışmalara hem de kilim üretimine dahil oluyor. Emlek yöresine dair söylediği solo eserlerle de bir hayli beğeni topluyor. Kilim dokurken yöresel ezgiler de seslendiren Özcan, “Dokuma işini köy yıllarında annemden öğrendim” diye de belirtiyor.

37 yıl geçmemiş gibi

İlk tezgâhın başına geçtiğinde 13 yaşında olduğunu belirten Özcan, yaptığı zanaata dair şöyle konuştu: “Çeyizim içinde halı ve yastık olarak çokça dokuduğum ürün var. Hatta dokuduğum kilim hiç kullanılmadı, halen evimde duruyor. Evlenince kilim dokumaya mecburen ara verdik. Tezgâhın başından kalkalı 37 sene olmuş, ancak bugün hiç ara vermemiş gibi dokuyabiliyorum. Uzun aradan sonra tezgâhın başında olmak çok güzel bir duygu. İnsan çok zevk alıyor. Kısacası bu uğraş, insanı gençleştiriyor. Ayrıca eskiyi, annemi bana hatırlatıyor.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.