İnanç ve iradenin zaferi

Cafer TAR yazdı —

  • 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerinde Kürt halkının ortaya koyduğu irade birçok çevrede şaşkınlık ve hayranlık ortaya çıkarmıştır. Nasıl olmasın ki! Gerçekten de Kürtler Kurdistan’da DEM Parti’yi birinci parti yaparken; Türkiye’nin batısında ise faşizmi yenilgiye uğrattılar.

Türkiye’de uzun bir süredir politik alanda yaşanan birçok olumlu gelişmenin arkasında bir biçimde Kürt iradesi var. Peki bu tesadüf mü? Kesinlikle hayır. Türkiye’de neredeyse bütün siyasal partiler iktidar olabilmek için milliyetçilik, sahte dincilik ve sahte laiklik gibi Türkiye halklarının geri yönlerini örgütlemeye ve oradan iktidar olmaya çalışırken, Kürt Özgürlük Hareketi karşısına çıkan bütün meselelerde ilkesel bir tutum içerisine girdi.

Türkiye’de Erdoğan/Bahçeli faşizmi demokrasinin tabutuna son çiviyi de çakmaya hazırlanırken, yaşadığı hezimetin gerisinde Kürt halkının Önderliğine ve Özgürlük Hareketi’ne olan bağlılığı ve inancı yatmaktadır.

Seçimlere gidilirken kimileri bilinçli olarak Kürt halkının aklını karıştırmak, inancını zayıflatmak, kimileri ise gerçekten kafası karışık olduğu için sürekli olumsuzlukları öne çıkaran bir tutum içerisine girdiler. Halbuki Kürt halkı, özellikle son kırk yılda kerelerce kanıtlandığı üzere Özgürlük Hareketi’nin mevcut koşullarda en doğru olanı yapacağına inandı. Bu öyle kimilerinin dediği gibi körü körüne bir inanç değildir; yıllar içerisinde kendini defalarca kanıtlamış bir tecrübeye dayanmaktadır.

Pozitivistler her şeyi kanıtlamak isterler. Belki bu fizik ve matematik gibi doğal bilimler alanında olabilir; ancak toplum hayatında böyle tutum alamazsınız, her şeye kuşkuyla bakarak kimse politik alanda yol alamaz. Elbette dozunda kuşku olur; fakat esas olan güvendir ve Kürtler Önderliklerine ve Özgürlük Hareketi’ne olan güvenlerini bir kez daha sahada göstererek hem kendilerinin hem de Türkiye halklarının önünü açtılar.

Bu güven ve inancın oluşumu öyle kendiliğinden olmadı; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan her defasında en zor koşullarda bu halkın önünü açarak ve en ağır bedeli ödeyerek, Kürt halkının sonsuz inancını ve güvenini kazanmıştır.

Kürt Hareketi etkili olduğu alanlarda halkı siyasetin öznesi yaparak bu coğrafyanın binlerce yıllık güçlüyü esas alan, zayıfı öteleyen siyasal genetiğini bozmuştur. Siyaseti güç sahibi olanların bir baskı aracı olmaktan çıkarmış, aksine halkın inisiyatif almasını sağlayarak gerici güçleri etkisizleştirmiş, toplumun en yoksul kesimlerini siyasetin öznesi haline getirmiştir.

31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerinde Kürt halkının ortaya koyduğu irade birçok çevrede şaşkınlık ve hayranlık ortaya çıkarmıştır. Nasıl olmasın ki! Gerçekten de Kürtler Kurdistan’da DEM Parti’yi birinci parti yaparken; Türkiye’nin batısında ise faşizmi yenilgiye uğrattılar. Peki bu o kadar kolay bir şey mi? Milyonlarca insanı bu noktada bu kadar isabetli bir tutum almaya ikna etmek, bunun organizasyonu yapmak bir parti için hiç de kolay bir şey değildir.

Eğer arkanızda güçlü bir örgütünüz, kuvvetli bir ideolojik duruşunuz olmazsa böyle bir tutum geliştiremezsiniz; geliştirseniz bile bu size siyaseten büyük bedeller ödetebilir. Ayrıca bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşananlar hatırlanırsa, Kürt halkının nasıl bilgece ve cesur bir tutum aldığı daha iyi anlaşılır.

Son kırk yılda anladığımız şey şu olmuştur; eğer Kürtler hem örgütsel alanda hem de ideolojik alanda gelişip güçlenirse bütün bölge kazanıyor, zayıflarsa hem kendileri hem de bütün halklar kaybediyor. Bunun en net örneğini Türkiye ve Rojava’da görüyoruz.

Öyleyse yeni dönemde esas almamız gereken şey kendimizi her düzeyde yetkinleştirmeye, örgütlerimizi büyütmeye devam etmek olmalıdır. Bu hem bize ve diğer halklara kazandırır hem de gelecekte ortaya çıkabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmamızı sağlar.

CHP gibi partilerde hem sivil bir alan vardır hem de gerisinde ittihatçılıktan kalma bu ülkenin diğer halklarına karşı örgütlü güçlü bir Türkçü damar vardır. Geçenlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Geçmişte CHP toplumsal gelişmeler karşısında hep devletin yanında yer almıştır, bundan sonra milletin yanında yer alacağız diyerek!” yüz yıllık CHP gerçeğini itiraf etmiştir.

Fakat Özgür Özel burada sadece bir niyeti ifade ediyor; bu ifade yaşamda ne kadar karşılık bulacak? Bunu hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Biz güçlü olursak bütün bölgeyi demokrasi ve özgürlükler ortamına çekeriz.

Yeni döneme izleyen, bekleyen bir pozisyonda değil; kendini güçlendirirken demokrasi ve özgürlükleri yeniden tarif eden ve önünü açan, pratikleştiren bir pozisyonda girmeliyiz. Tek kazandıran tutum bu olacaktır; 31 Mart’ta ortaya çıkan sürecin mimarı Kürtlerdir. Bundan sonra da Kürtler bütün bölgede rolünü oynamaya devam edecektir.

Tarihsel gelişmeler Kürtleri muazzam bir görevle sınıyor; “Kürtler Ortadoğu’da bütün halklar özgür olmadan kendisi özgür olmayacak tek halktır!"

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.